18 Mart Zaferi!

Datça’yı çok seviyorum!

Duyarlılığını anlamlı ve özel günlerde de gösterdiği için. Sevinçle, coşkuyla güzel günleri kutladığı, hüzünle tarihe kazınmış günleri andığı için.

Çoğunluğunu emekliye ayrılmış, geri kalan ömrünü Türkiye’nin en muhteşem doğasında geçirmeyi amaçlamış orta yaş üstü oluştursa da; şehrin bunaltıcı, tek düze, griye bürünmüş havasında kendini bu bölgelere atanlara da rastlanır.

Aynı zamanda özgün, yaratıcı, sanatsal kimliği ile de Datça’nın o büyüleyici, ilham dolu doğası ile bütünleşip üretkenliğini arttıran ve ruhunu huzurla dolduran genç kesimi de görebilirsiniz.

İşte bu her yaştan topluluğun oluşturduğu Datça yarımadasında kültür ve sanat seviyesi yüksek, duyarlı, öz verili ve üretken bir kesim yer almaktadır.

1915 –‘16 yıllarında bugün, hem denizden, hem karadan itilaf devletlerine karşı verilen büyük mücadele sonucu, binlerce şehit verilmiş, ancak dönemin Osmanlı topraklarının kıymetli gerdanından geçit verilmemiştir.

1.Dünya savaşı sırasında İtilaf devletlerinin büyük planlara girerek; Osmanlı İmparatorluğu’nun başkentini almak, İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek ve hem ticari hem siyasi akışı kolaylaştırabilmek için önce Çanakkale Boğazı’nı hedef alan donanmalar mağlup gelir. Karadan da verilen büyük savaş 18 Mart günü sona erer.

Hem o dönem, hem de şimdiki Türkiye için çok kıymetli bu topraklarda, vatanı için kazanmış oldukları zaferi 105 senedir kutluyor ve mücadele eden binlerce şehidi saygıyla anıyoruz.

Bugün de Datça Cumhuriyet Meydanı’nda kaymakam, vali, belediye başkanı, jandarma komutanı ve öğretim üyelerinin de katıldığı değerli şehitlerin anıldığı ve halen onlar sayesinde sahip olduğumuz topraklarımız için zaferlerinin kutlandığı bir güne daha şahit olduk.